Son genel seçimlerin ardından tüm partiler ve kamuoyu kafasını kurulacak (veya kurulamayacak) hükumete takmış,bu konuyla yatıp bu konuyla kalkıyor. Herkes, kendi beklentileri doğrultusunda bir iktidar oluşturmanın planlarını yapıyor, ya da hoşuna gitmeyecek bir iktidar oluşumunu engellemeye çalışıyor.
Oysa meclis şekillenmiş durumda, yani Yasama organı gayet dengeli bir şekilde oluşmuş. Memleketin problemlerini, önceliklerini, gelecek planlarını, toplumda yanlış giden şeylerin düzeltilmesini, adaleti, eğitimi, sağlığı, insan hakları gibi tüm konuları ve kuralları belirleyip,bunların iyileştirilmesi ve çözümleri için gereken yasaları çıkaracak ve düzenleyecek olan merci,yani TBMM, seçim sonuçları itibarı ile artık hiç bir partinin tekelinde değildir. Bir an önce şu an yanlış olan her şey Meclis tarafından düzeltilmeye başlanmalıdır.Bu arada bir hükumet,yani yürütme organı kurulur, ve bir süre sonra yürümüyorsa,o zaman yeni bir seçime gidilebilir. Yürümeyebilir diyerek baştan hükumet kurmayı reddetmek bu dengeli meclis aritmetiğinden ve uzlaşma fikrinden hoşlanmamış olmak ve Türkiye’nin sorunlarını, problemlerini çözmekten ziyade , “her şeye ben karar vereyim,ben tek başıma seçilene dek sürekli seçimi deneyeyim” demek, anlamına gelir…
Bizim bugünümüz ve yarınımız “yürütme”ye değil,daha çok YASAMA organının davranışlarına bağlıdır…
Önemli ve öncelikli olan kural ve kanunları düzeltmek ve koymaktır.
Yürütmenin görevi sadece mevcut sistemi idare etmektir.
Asıl olan her şeyi düzene koyacak olan YASAMA dır…
Yıldırım TuncerGeç