Yaşanan felakete ilişkin yeni detaylar, dün akşam bir televizyon programına katılan Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Bakan, program esnasında yaptığı açıklamada, ‘‘Bilindiği üzere yolculardan biri, yüzünde oksijen maskesi ile bulundu. Bu da olay anında yolcunun söz konusu maskeyi takmak için zaman bulduğu manasına gelmektedir’’ şeklinde konuştu.
Bakan’ın bu açıklamasından iki ayrı çıkarım yapmak mümkündür. Birincisi, Ukrayna’da düşen Boeing’e ilişkin olarak yürütülmekte olan soruşturmayı yöneten Hollandalıların bugüne kadar açıkladıklarından çok daha fazlasını bilmekte olduğu varsayımına dayanırken, ikinci çıkarım ise oksijen maskesi ile bulunan yolcu hakkında daha önce hiçbir açıklama yapılmamış olmasına rağmen Bakan’ın söz konusu olaydan sanki biliniyormuşçasına bahsetmesi ile doğrudan ilgili olmaktadır. Burada akıllara hemen şöyle bir soru gelmekte: Acaba Hollandalı yetkililer daha başka hangi detayları kamuoyu ile paylaşmamış ya da bu detayları atlamıştır?
Düşen Malezya uçağında bulunan yolcuların anlık olarak hayatlarını kaybettiği yönündeki senaryo, somut olgulara dayanmamaktadır. Çünkü uçakta bulunan oksijen maskelerinin açıldığı ve bazı yolcuların bunları takmayı başardığı ortaya çıkmıştır. Konuya ilişkin olarak yorum yapan bağımsız uzmanlar, bu durumun uçağın düşmeden hemen önceki anlarına ilişkin olarak şimdiye kadar geliştirilmiş olan tüm varsayımları değiştireceğini söylüyor.
Meseleye istinaden görüşlerine başvurduğumuz Dünya Sivil Havacılık Uçuş Güvenliği Vakfı Üyesi Sergey Melniçenko ise uçakta bulunan yolcuların yakınlarının ortaya çıkan yeni detayların ardından hayatı kaybeden talihsiz yolcuların uzun süre korku yaşadıkları şeklinde bir fikre kapılıp üzülmesin yersiz olacağını ifade ediyor:
‘‘10 bin metrenin üzerindeki irtifalardaki havanın içerisindeki oksijen miktarı oldukça düşüktür. Bu sebeple, uçağın birkaç parçaya ayrılması ile ortaya çıkan ani basınç düşmesi durumunda, uçağın tüm mürettebatı ve yolcuları bir anda insan organizmasının yaşamasının mümkün olmadığı bir ortamda kalmıştır. Bu esnada azot salınımı sebebiyle ‘‘kanın kaynaması ya da köpürmesi’’ denilen durum ortaya çıkar. Ayrıca söz konusu yükseklikteki hava sıcaklığının da -50 derece civarında olduğunu unutmamak gerekir. Ve son olarak bu yükseklikten düşen insan bedeninin ani bir şekilde hız kazandığını ve donma olayının anlık olduğunu da hatırlamamız lazım. Bu sebeple uçak parçalandıktan sonra yolculardan bazılarının uzun süre canlı kaldıklarını söylemek çok da mümkün olmamaktadır’’.
Aslında bugün gelinen noktada yapılan her açıklama ve ortaya çıkan her yeni detay, Ukrayna’da düşen Malezya yolcu uçağına ilişkin olarak yürütülen soruşturmalardan hiçbirinin olması gerektiği gibi yapılmadığı gerçeğini ortaya koymakta. Uzmanlar tarafından kaleme alınan ön rapor tamamen fotoğraflara bakarak hazırlanırken, uçağın düştüğü bölgede şu an itibariyle ateşkes ilan edilmiş olmasına rağmen, bu uluslararası uzmanlar kaza yerinde gitme konusunu da oldukça ağırdan almaktadır. Malezyalı yetkililer söz konusu soruşturmanın önümüzdeki yılın bahar aylarına ertelenebileceği yönünde açıklamalar yaparken, yaklaşan kış mevsimi geçtikten sonra uzmanların bu kaza yerinde ne bulmayı umdukları ise ayrı bir tartışma konusu olmaktadır.
Uzmanların uçağın enkazına ulaşmaları halinde facianın gerçek nedenini ortaya çıkartabilecek deliller bulabilmeleri hususu da şüphelidir. Konuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Ukrayna Güvenlik Dairesi Başkanı Valentin Nalivayçenko, Ukraynalı uzmanların uçağın ‘‘sözüm ona’’ neden parçalandığını tespit etmeyi başardıklarını ve bunu kanıtlamak için de sadece kaza yerine gitmelerinin yeterli olacağını söyledi. Tabi burada akıllara ‘‘senaryo için ihtiyaç duyulan parçayı bulmak’’ tanımı gelmektedir. Elbette uçağın düştüğü bölgeyi 1,5 ay boyunca Grad ve Uragan tipi füzelerle bombardımana tabi tutan Ukrayna Ordusu’nun operasyonlarından sonra kaza yerinde pek çok ilginç materyal bulmak mümkün hale gelmiştir. Ancak tüm bunlara rağmen, uçağın düştüğü gün bölgede bulunan Ukrayna hava savunma sistemlerinin çalışmalarına ve Ukraynalı hava kontrolörleri ile uçağın pilotları arasında geçen konuşmaların kayıtlarının neden halen açıklanmadığına dair Rusya Savunma Bakanlığı tarafından gündeme getirilen sorular halen yanıtsız kalmaktadır. İşin en ilginç tarafı ise Rusya’nın dışında diğer hiçbir devletin bu soruların yanıtlarını beklemiyor olmasıdır.
Malezya Havayollarının Amsterdam-Kuala Lumpur uçuşunu gerçekleştiren MH17 sefer sayılı Boeing tipi yolcu uçağı 17 Temmuz günü Ukrayna üzerinde seyir halinde iken parçalanarak düşmüş ve uçakta bulunan 298 kişi hayatını kaybetmişti.
rusyanın sesi