Böyle bir olayın gerçekleşmesi neredeyse imkansızdır. Diğer yolcuların buna niyetlenecek yolcuya oldukça hızlı bir şekilde müdahale edeceğinden bahsetmiyorum. Camlar camdan üretilmiş değil, önemli basınç ve stres yüklerine dayanacak şekilde tasarlanmış eşsiz bir polikarbonat bileşiği.
Pencereye isabet edecek küçük kalibreli bir mermi bile çok küçük bir delik yaratacaktır. Basınç azalmaya başlayacak ve yüksek bir ıslık sesi duyulacaktır. Basınç düştüğünde kokpitte bir uyarı alarmı yanar ve acil durum oksijen maskelerinin açılmasıyla birlikte acil bir iniş başlar. Uçağa verilen zarar az olacaktır. Camlar cam gibi ‘paramparça’ hale gelmez.
Uçaklarda kullanılan malzemeler düşündüğümüzden daha dayanıklı ve hafiftir. Gelişen teknolojilerle uçakların ağırlıkları boyutlarına oranla azalırken, malzemelerin dayanıklılığı ise gün geçtikçe arttırılmaktadır. Uçak camları üç katmandan oluşur ve bu üç katmanın da zarar görmesi halinde bile güvenli iniş gerçekleştirilebilir.
Yolcu uçaklarının kokpit camı, yaklaşık 6 santimetre kalınlığında, özel imal edilen içinde özel kimyasallar bulunan camlardır ve genellikle bir katı çatlar. Bu camlar eksi 60 derece ve 30-40 derece sıcaklıklar arasında gidip gelir. Yani yükseklerde soğur, yerde hava sıcaklığına göre ısınırlar. Ama çok zor şartlara da dayanırlar.
Oluşan çatlak kimseyi öldürmez, hayati tehlike yaratmaz. Eğer imalat ya da yeniden cam takılması sırasında bir montaj hatası yoksa bulunduğu çerçeveden kolayca dışarı fırlamaz.
Pilotun önlem olarak 10.000 feet’in altına inmesi ve hızını 250 knotun altına düşürmesi basınç farkını azaltması gerekir ve uluslararası kurallar gereği bir havalimanına iniş yapar.
İniş planlı olmadığından mecburi iniş deklare edilir. Bu durumda o havalimanı da iniş sırasında hemen bir tedbir alarak itfaiye ekiplerini yollar. Tahliye için önlem alınır.