Türkiye’deki hava trafik kontrolörlerinin çalışma koşullarının ve özlük haklarının iyileştirilmesi talepleriyle ilgili bir bildiri
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası (HTKSEN), Türkiye’deki hava trafik kontrolörlerinin çalışma koşullarının ve özlük haklarının iyileştirilmesi talepleriyle ilgili bir bildiri yayınladı. Bildiride, hava trafik kontrolörlerinin çalışma şartları, nitelikleri ve sorumlulukları hakkında önemli bilgilere değiniliyor.
HTKSEN, öncelikle hava trafik kontrolörlerinin işlerinin dünyanın en riskli ve stresli meslekleri arasında kabul edilen bir meslek olduğunu vurguluyor. Bu meslek, aynı anda birçok hava aracını dikkatle yönlendirmeyi gerektiriyor ve en ufak bir hatanın tolere edilemeyeceği bir doğaya sahiptir.
Hava trafik kontrolörlerinin eğitimi oldukça zorlu bir süreci içeriyor ve bu süreçler sonunda lisanslandırılıyorlar. Bu kontrolörler, Türk hava sahasını yönetmek ve idare etmekle sorumlu olan yüksek nitelikli bir meslek grubunu oluşturuyorlar.
Bildiride ayrıca, hava trafik kontrolörlerinin ülkemizin ekonomisine katkıda bulunduklarına dikkat çekiliyor. Bu kontrolörler, EUROCONTROL aracılığıyla maaşlarını almalarına rağmen, ülkemizin ekonomisine doğrudan gelir sağlamak için gelir vergileri gibi kalemlerden ödemeler yapmaktadırlar.
Ancak bildiride, hava trafik kontrolörlerinin maaşları ve özlük haklarının diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre geride kaldığı belirtiliyor. Bunun sonucunda, ülkemizin havacılık sektöründe elde ettiği başarıların karşılığında, hava trafik kontrolörlerinin özlük haklarının iyileştirilmemesi, ülke ekonomisine kayıp olarak geri dönüyor.
Bildiride ayrıca, hava trafik kontrolörlerinin, taleplerinin sonuç vermediğini ve özlük haklarının iyileştirilmediğini iddia ederek, 26 Eylül’den itibaren haftada iki gün inisiyatif kullanmama kararı aldıkları belirtiliyor. Bu inisiyatif, uçakların zaman ve yakıt tasarrufu sağlayan direkt rota verme pratiğini askıya almayı içeriyor.
Sonuç olarak, hava trafik kontrolörleri, özlük haklarının iyileştirilmesi, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve kariyer planlamasının mümkün olmasını istiyorlar. Bu talepler, Türkiye’nin havacılık sektöründeki ilerlemesine katkı sağlamak amacıyla dile getiriliyor.
BU FAALİYET, TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN BİR ADIMDIR!
Bir milyon kilometrekarelik Türk hava sahasındaki sivil, askeri, İHA/SİHA ve VIP trafikler dahil olmak üzere her türlü hava aracının emniyetli bir şekilde sevk ve idaresinden sorumlu olan hava trafik kontrolörlerimiz, büyük bir gurur ve özveriyle vatanına hizmet etmekte olan yaklaşık 2000 kişiden müteşekkil yüksek nitelikli bir meslek grubudur.
Dünyanın en riskli ve stresli meslekleri arasında kabul edilen hava trafik kontrolörlüğü, aynı anda onlarca hava aracının büyük bir dikkatle yönetilmesini gerektirmekte olup, doğası gereği en ufak bir hataya dahi toleransı olmayan bir meslektir.
Birleşmiş Milletler’e bağlı ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) tarafından yayınlanan ANNEX-1 Personnel Licensing dokümanındaki kriterlere göre lisanslandırılan ve analitik düşünme yetisi, yabancı dil, sağlık kriterleri gibi yüksek nitelikli şartları haiz olması ve bu şartları meslek hayatı boyunca karşılaması beklenen hava trafik kontrolörleri, bu yönüyle uluslararası nitelikle bir iş icra etmektedirler.
Dört yıllık üniversite eğitimi sonrasında, yaklaşık 3 yıl süren zorlu bir mesleki eğitim süreci akabinde yetişen hava trafik kontrolörlerimiz, DHMİ Genel Müdürlüğü çatısı altında istihdam edilmekle birlikte maaşlarından, emeklilik primlerine, kullandıkları servislerden, eğitimlerine varıncaya dek maliyetlerinin tamamı ülkemizin de üyesi olduğu, Brüksel merkezli Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı (EUROCONTROL) adlı kuruluş vasıtasıyla karşılanmaktadır. EUROCONTROL, üye ülkelerin hava sahalarını kullanan havayolu şirketlerinden, başta personel giderleri olmak üzere tanımlanmış faaliyet ve gider kalemlerinden oluşan milli maliyetler ölçeğinde ücret tahsil etmekte ve ilgili ülkelere aktarmaktadır. Dolayısıyla hava trafik kontrolörlerimiz ülkemiz Hazine’sine hiçbir yük getirmedikleri gibi, maaşlarından kesilen gelir vergileriyle doğrudan ülkemizin bütçesine katkı sağlamaktadırlar. Bu bakımdan, ürettikleri hizmet bir tür hizmet ihracı niteliğindedir.
Türk hava sahasında hemen her gün kırılan rekorların altına imzasını atan hava trafik kontrolörlerimizin büyük fedakarlık ve gayretleriyle, resmi verilere göre sunulan hizmetin büyüklüğü açısından ülkemiz 41 üyeli EUROCONTROL ülkeleri arasında 2. sıradadır (Service unit, Composite gate-to-gate flight-hour). Hava trafik kontrolörlerimizin üretkenlik seviyesi (ATCO-hour productivity) ise Avrupa ortalamasının %23 üzerinde olup, kontrolör kaynaklı gecikme girdimiz ise sıfırdır (0). Bu veriler, hava trafik kontrolörlerimizin ne kadar büyük bir özveriyle çalıştığının somut göstergesidir.
Devletimizin emrinde, ülkemizin menfaatleri için fedakârca çalışan hava trafik kontrolörlerimiz, benzer uluslararası kurallara tabi oldukları, aynı yetenek sınavlarından geçtikleri, aynı dil yeterlilikleri ve sağlık koşullarını karşıladıkları pilotlarla emsal bir meslek grubu olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere tüm emsal ülkelerde pilotlarla eşdeğer ücret ve özlük haklarına sahip olan hava trafik kontrolörleri, ülkemizde ise pilotların yaklaşık 6’da 1’i oranında bir ücretle istihdam edilmekte olup, özlük hakları bakımından sektördeki uluslararası paydaşlarının ve denklerinin bir hayli gerisinde kalmıştır.
Pandemi sonrası dönemde hızla toparlanan ve büyük bir atılım gösteren havacılık sektöründeki gelişmeler, trafik sayısında ciddi bir artışı beraberinde getirmiş ve ülkemizin hava sahasını ve havalimanlarını Avrupa’nın zirvesine taşımıştır. Türkiye’nin rekor üstüne rekor kırdığı, Avrupa ortalamasının çok üstünde performans sergilediği bir ortamda, üstün çabaları ve özverili çalışmalarıyla bu rekorların altına imzasını atan hava trafik kontrolörlerimiz, özlük hakları bakımından ise EUROCONTROL ülkelerinin asgari ücretlisi konumundadır. TBMM Meclis KİT Komisyonu görüşmelerinde ülkemizin menfaatleri doğrultusunda SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI tarafından hava trafik kontrolörlerimizin maaş ve özlük haklarının Avrupa’daki emsal ülkeler seviyesine çıkarılması defaatle rapor edilmesine karşın bu konuda yıllardır hiçbir adım atılmamıştır. Bundan ötürü hizmet birim sayısı bakımından Avrupa’nın en yoğun ikinci hava sahası olan ülkemiz, birim başı milli maliyet bakımından ise son sıralarda yer almaktadır. Mezkur durum, ülkemiz ekonomisinin her yıl yaklaşık 42 MİLYAR LİRA (1.4 MİLYAR EURO), Hazine’mizin de 15 MİLYAR LİRA (500 MİLYON EURO) kaybına sebep olmaktadır. Bu meblağ, ülkemize kazandırılmak yerine Türk hava sahasını kullanan yabancı havayolu şirketlerine geri dönmekte, onlara fayda sağlamaktadır.
(TBMM KİT KOMİSYONU 2017-2021 RAPORLARINDA, SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI GÖRÜŞLERİNDEN ALINTIDIR)
Ülkemiz ekonomisinin ve kamu maliyesinin kaybı pahasına, Sayıştay Başkanlığı’mızın rapor ve uyarılarına karşın hava trafik kontrolörlerimizin özlük haklarında iyileştirme yapılmamasının en öne çıkan sebepleri bürokratik engeller ve mevcut kurumsal yapılanmadır. 41 üyesi bulunan EUROCONTROL ülkeleri içindeticari nitelikli işletme hizmetleriyle stratejik nitelikli seyrüsefer hizmetlerinin aynı çatı altında sunulduğu, kurumsal reorganizasyonun hayata geçirilemediği TEK KURUM olmamızdan ötürü, seyrüsefer hizmetleri karşılığı alınan ve uluslararası uygulama ve gereklilikler doğrultusunda seyrüsefer personeline özgülenmiş olan ödeme, bu kapsamda olmayan işletme hizmetlerinde görev yapan personele de belli oranlarda dağıtılmaktadır. Bu dağıtımdan dolayı hava trafik kontrolörü başına bildirilen maliyet, ödenen reel brüt maaşın yaklaşık iki katıdır. Kurumdaki diğer personelle aradaki maaş farkının açılmaması saikiyleyıllardır iyileştirme için hiçbir adım atılmadığı gibi, aksine her yeni düzenlemede mali şartlar bakımından hava trafik kontrolörlerimiz biraz daha geride bırakılmaktadır. Nitekim 2012 yılından bu yana Hava Trafik Kontrolörlerinin tazminatlarındaki artış katsayısı, 110’u aşkın unvan içerisinde en düşük 2. sıradadır. Sayın Cumhurbaşkanımız, zamanında bir vesileyle mezkur durumlardan haberdar edilmesiyle birlikte “gereği yapılsın” talimatı vermesine karşın, akabindeki bürokratik engeller sebebiyle yine hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.
Takınılan bürokratik tutum ve ülkemizin menfaatine olacak bir değişime karşı olan direnç, “tüm personele bu imkanları sunamıyorsak hiç kimseye sunmayalım” anlayışının ve statükocu yaklaşımın bir tezahürü olup, “iş barışı” gerekçesiyle birimler arası ücret skalasında farklılık oluşmasın diye müstahak olunan haklar üzerinde eşitsizlik ve haksızlığa uğranması ile özünde ÜLKEMİZİN MİLYARLARCA EURO KAYBINA yol açmaktadır. Oysa aynı kurum içerisinde seyrüsefer ve işletme olmak üzere hizmet sahaları bambaşka olan iki farklı yapı ve bu yapılar altında görev ve sorumlulukları, işe giriş koşulları, nitelikleri birbirinden apayrı olan pek çok meslek grubu bulunmaktadır. İtfaiyesinden, güvenliğine, elektrikçisinden, şoförüne varıncaya dek çok geniş yelpazedeki bu meslek gruplarının hepsini “aynı işe hizmet ediliyor” diyerek tek bir gruba indirgemeye çalışan bir yaklaşım, “eşitlik adalet değildir” şiarıyla taban tabana çelişmekte, EUROCONTROL’ün milli maliyet prensipleriyle de hiçbir şekilde örtüşmemektedir. TÜRKİYE YÜZYILI vizyonuyla, ülkemizin atağa kalktığı bir zaman diliminde bu tür yaklaşımlar kuşkusuz ülkemizin lokomotifi olan havacılık sektöründeki ilerleyişine ve ekonomik kazanımlarına engel olan bir prangadır.
Ülkemizin çıkar ve menfaatleri doğrultusunda hakkı savunduklarından ötürü kurum içerisindeki mesnetsiz ve hakaretamiz söylentilerle hava trafik kontrolörlerimiz diğer personelin hedef tahtası haline getirilmiş, sosyal medyada çok ağır itham ve hakaretlere maruz bırakılmıştır. Dünyanın en prestijli ve itibarlı meslekleri arasında yer alan hava trafik kontrolörlüğü, sistematik bir şekilde değersizleştirilmek istenmektedir. Sendikamızca bu durum ilgili birimlere defaatle iletilmesine karşın bu kişiler hakkında hiçbir caydırıcı cezai işlem tesis edilmemiştir. Son derece tehlikeli ve hassas bir görev ifası gerektiren bir sahada, hava trafik emniyetinin asli unsuru olan hava trafik kontrolörlerimize karşı sürdürülen bu yaklaşım moral ve motivasyonlarını da önemli ölçüde olumsuz etkilemektedir.
Hava trafik kontrolörlerimiz, tüm bu sorunlara karşın son derece yoğun ve stresli bir trafiği büyük bir özveriyle omuzlamaya, zorunda olmamalarına karşın iş yüklerini arttırmak pahasına kendi inisiyatifleriyle verdikleri direkt rotalarla ve sağladıkları trafik kolaylıklarıyla havayolu şirketlerine milyarlarca liralık yakıt tasarrufu sağlamakta, yolcularımıza ve sektöre ise toplamda milyonlarca dakikalık vakit kazandırmaktadır. Ayrıca kısaltılan rotalarla karbon emisyonlarının azalmasını ve hava sahamızın daha temiz kalmasını da sağlamaktadırlar. Ancak gelinen noktada, hava trafik kontrolörlerimizin yok sayılması ve emeklerinin karşılığının ısrarla verilmemesi bu üst düzey fedakârlığı ve özverili çalışmayı sürdürülemez hale getirmiştir.
Türk hava sahasının her bir kilometrekaresini 7/24 yöneten vatansever hava trafik kontrolörlerimizi temsilen Sendikamızca gerek kurum içinde gerekse dışında aylardır sayısız ikili görüşme gerçekleştirilmesine ve defaatle yazılı taleplerde bulunulmasına karşın özlük haklarının iyileştirilmesi ve ülkemizin menfaatine olacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi için hiçbir somut adım atılmamıştır. Bu iyileştirmenin ülkemiz ekonomisine kazandıracakları vurgulanarak dile getirilen taleplerimiz, bürokratik engeller karşısında hiçbir karşılık bulamamıştır. Son olarak, beklenti ve taleplerimizi hayata geçirmek için bir fırsat niteliğinde olan 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri’ne ilişkin taleplerimiz hem Genel Yetkili Sendika’ya, hem de ilgili kurumlara iletilmiş fakat imzalanan toplu sözleşme metni incelendiğinde son yıllarda olduğu gibi yine bu taleplerin ve hava trafik kontrolörlerimizin yok sayıldığı, ülkemizin ulvi çıkar ve menfaatlerinin görmezden gelindiği müşahede edilmiştir. Bu şart ve koşullar altında, vatanımızın her yıl 1.4 MİLYAR EURO’dan mahrum bırakılmasına seyirci kalmamak adına, sesimizi SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA ve SAYIN BAKANIMIZA duyurmak maksadıyla ilgili kanunlar çerçevesindeki sendikal hak ve faaliyetlere başvurmak zaruriyeti doğmuştur.
Bu çerçevede, yapılan işin kritik önemi haiz olması nedeniyle kamuoyunda geniş bir mağduriyet oluşturmadan, yalnızca farkındalık oluşturmak maksadıyla tüm üyelerimizi ülkemizin de uzun yıllardır taraf olduğu uluslararası düzenlemeler, Anayasa ve Kanunların bizlere sunduğu sendikal haklar çerçevesinde Yönetim Kurulu kararıyla, tabi olunan ICAO Uluslararası Havacılık Kuralları ve Sivil Havacılık Kanunları, DHMİ Türkiye AIP’si, Anlaşma Mektupları ve diğer ulusal mevzuata harfiyen bağlı kalarak, ilki 26 ve 28 Eylül 2023 tarihlerinde başlamak üzere her hafta Salı ve Perşembe günleri olacak şekilde, ilk etapta haftada ikişer gün inisiyatif almadan çalışmaya davet ediyoruz.
Bilinmelidir ki inisiyatif almadan çalışma katiyen bir grev ya da iş yavaşlatma çağrısı değildir, hukuken de bu nitelikte olmayacaktır. Nitekim hava trafik akışında kural ve olması gereken uçuş planının direkt uygulanması, istisna ise trafik ve diğer faktörlerin izin vermesi halinde, dosyalanmış uçuş planından uçuş esnasında hava trafik kontrolörü inisiyatifinde gerçekleştirilen sapmadır. Bu çerçevede, EUROCONTROL’ün de tavsiyeleri doğrultusunda kaçınma vb. zaruri durumlar nedeniyle zorunluluk teşkil etmedikçe direkt rota verilmemesi, aksi uygulamaların varış havalimanlarında akış yönetimini bozduğu ve öngörülebilirliği azalttığı hususu da göz önünde bulundurularak, hava trafik kontrolörlerimizce yalnızca MESLEKİ AÇIDAN ZORUNLULUK TEŞKİL ETMEDİĞİ HALDE iş yükü ve sorumluluklarını arttırma pahasına yapılan direkt rota verme uygulaması askıya alınacak, meydan AIP’lerinde var olan standart push-back, motor çalıştırma ve taksi usullerine inisiyatif kullanmaksızın, harfiyen riayet edilecektir. Bu uygulamalar dışında, kamu yararı gözetilerek hizmetin gereklerinin layıkıyla ifasına devam edilecektir. İlaveten, VIP ve ambulans uçaklar, askeri uçuşlar ve İHA/SİHA’lar, havacılık kuralları çerçevesinde acil durum deklare eden trafikler için öncelikli iniş kalkış, direkt rota verme ve diğer her türlü inisiyatif dahilindeki uygulamalar sürdürülecektir. Mezkur hususlar göz önünde bulundurulduğunda, inisiyatif almama süreci, HAVA TRAFİK KONTROLÖRLERİMİZİN SEKTÖRE KATKISININ BOYUTUNU GÖSTERMEK ADINA yapılan bir SENDİKAL FARKINDALIK OLUŞTURMA FAALİYETİ niteliğindedir.
Bugüne dek ikili görüşmelerde ve yazılı olarak defaatle dile getirdiğimiz, aşağıda yer alan taleplerimiz somut olarak hayata geçirilinceye dek bu faaliyet sürdürülecektir:
1- Sayıştay Başkanlığı’nın tavsiyeleri doğrultusunda hava trafik kontrolörlerimizin özlük haklarının emsal ülke standartlarına çıkarılması maksadıyla seyrüsefer (havacılık) tazminatı ödemelerinde hava trafik kontrolörlerimizin önem ve itibar bakımından denk meslek grubu olan pilotlarla birlikte ayrı bir klasmanda tutularak, tazminat oranlarında gerekli güncellemelerin yapılması. Böylelikle ülkemize döviz girdisi sağlanarak, Hazine’nin gelirlerinin arttırılması.
2- Zorlu işe alım şartları göz önüne alındığında uzman kadrosuna denk bir statüde bulunan hava trafik kontrolörlerimizin ek göstergelerinin 4200’e çıkarılması. (Halihazırda ek göstergeleri asgari düzeydedir)
3- Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, yıpratıcı çalışma saatlerinin azaltılması.
4- Hava trafik kontrolörlerimiz için kariyer planlamasına cevaz verecek düzenlemelerin hayata geçirilmesi.
Yukarıda yer alan maddi içerikli taleplerimizin tamamının ülkemize hiçbir maliyeti olmadan, tamamıyla EUROCONTROL kuruluşu aracılığıyla karşılanacağını bir kez daha vurguluyor, aynı zamanda bu iyileştirmeler vasıtasıyla son yirmi yıldaki gelişimiyle ülkemizin yüz akı olan havacılık sektöründeki ilerlemeye TÜRKİYE YÜZYILINA yaraşır şekilde büyük bir ivme kazandırarak ülkemiz ekonomisine muazzam bir kazanım sağlayacağının altını çiziyoruz.
Üyelerimize, sektör paydaşlarına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
HAVA TRAFİK KONTROLÖRLERİ VE DİĞER ULAŞTIRMA ÇALIŞANLARI SENDİKASI