SÜMER TİLMAÇ ANTALYA FİLM DESTEK FONU: ANTALYA’YI ANLATACAK HİKAYELER

VE ARALARINDAN SEÇİM YAPACAK JÜRİ BELLİ OLDU

Üretilmiş eserleri sinemaseverler ve sektörle buluşturmakla kalmayıp yeni üretimleri de hem sayısal hem de nitelik olarak artırmayı amaçlayan ve Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Antalya Film Festivali, bu amaçla senaryo aşamasındaki bir projeye 100 bin TL destek sağlıyor.

Türkiye’nin sinema alanındaki doğal plato adresi olan Antalya’nın marka değerine katkıda bulunmayı, Antalya’daki film üretimini arttırmayı amaçlayan ve geçen yıl başlatılan Antalya Film Destek Fonu; Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından yapılan bir öneri ile bundan sonra; yaşadığı dönem boyunca bir Antalya sevdalısı olarak tanınan; Sümer Tilmaç’ın adı ile anılacak. Destek Fonu, çekimlerinin en az üçte biri Antalya’da geçecek olan uzun metrajlı film senaryolarını değerlendirmeye alıyor.

Bu yıl Sümer Tilmaç Antalya Film Destek Fonu Ödülü için başvuran 40 senaryo arasından 6’sı; yönetmen NİSAN AKMAN, yapımcı – yönetmen ATALAY TAŞDİKEN ve yapımcı DİLOY GÜLÜN’den oluşan jüri tarafından değerlendirilecek.

Ön seçici kurul tarafından yapılan değerlendirme ile seçilen 6 proje:

AV: Yapımcı: Tolga Topçu, Emre Akay – Senarist: Emre Akay, Deniz Cuylan -Yönetmen: Emre Akay

AY DEDE: Yapımcı: Abdurrahman Öner, Arzu Ses Öner – Senarist: Abdurrahman Öner – Yönetmen: Abdurrahman Öner

GECEYARISI PAVYONU: Yapımcı: Doğacan Aktaş – Senarist: Doğacan Aktaş, Asaf Doğan, Özgür Özgen Yıldırım -Yönetmen: Doğacan Aktaş

SİYAH KAR: Yapımcı: Kübra Gürdal – Senarist: Mustafa Haktanır – Yönetmen: Mustafa Haktanır

ŞAZİYE: Yapımcı: Berk Tuğcu – Senarist: Devrim Pınar Gürbüzoğlu – Yönetmen: Berk Tuğcu

SOĞUK CENNET: Yapımcı: Emre Oskay, Adnan Sapçı, Berfi Dicle Öğüt – Senarist: Berfi Dicle Öğüt – Yönetmen: Berfi Dicle Öğüt

AV:

Genç polis memuru Sedat, fakir bir apartman dairesindeki genç çifti basar. Oğlanı vurup öldürür, fakat Ayşe kaçar. Genç kadın, ailesinin çiftlik evinden çaldığı para ve arabayla, bir daha dönmemek üzere yola düşer. Fakat dört adam peşindedir. Belirsiz bir Anadolu şehrinin kenar mahallesinde başlayan bu acımasız av, giderek insansız ve doğal mekânlara doğru uzanarak hayatta kalma mücadelesine dönüşür. Ayşe, babası, ve grubun en genci Engin arasındaki hesaplaşma ile son bulur. Sert tarzı ve hızlı temposuyla “Av”, genç bir kadının erkek-egemen bir toplumda hayatta kalma mücadelesini ve şiddet girdabının içine çekilmesini anlatan, gerçekçi bir psikolojik gerilim/aksiyon senaryosu.

AYDEDE:

Bekir, küçük bir kasabada yaşayan, babasını hiç görmeden büyüyen bir çocuktur. Hayatında dedesi İlyas ve annesi Rabia’dan başka kimsesi yoktur. En büyük hayali ise bir bisiklet sahibi olmaktır. Dedesi İlyas, bisiklet için söz verir fakat bu sözü yerine getiremeden vefat eder. Rabia ise Bekir’e, dedesinin Ay Dede olduğunu ve aya gittiğini söyler. Bekir buna inanır. Yakın arkadaşı Hasan ile birlikte İlyas olmadan hayatına alışmaya, sevdiği kız olan Eda ile iletişim kurmaya çalışmaya devam eder. Bekir’in durağan yaşamı, televizyonda E.T filminin fragmanını görmesi ile değişir. Bisikletiyle Ay’a giderse dedesini de görebilecektir.

SİYAH KAR:

Orta yaşlarının başındaki güzel oyuncu Leyla Kent, intihara meyilli bir kadındır. Evliliği için her şeyi yaptığını düşünen kocası Sonat’tan da bir dönem sevgilisi olan ve yeni tiyatro oyununu yöneten Sermet’ten de, para kazanmak için yaptığı dizi oyunculuğundan da sıkılmıştır. Hayattaki tek heyecanı, yeni oyunu “4.48”dir. Konusu, intihar olan bu oyun, Leyla’nın zaten meyilli olduğu, kendini öldürme fikrini daha da şiddetlendirir.

ŞAZİYE:

Aslı; halası ve babaannesiyle yaşayan, geçmişi travmalarla dolu genç bir kızdır. Emekli bir öğretmen ve mutsuz bir kadın olan halası Bilgin’in baskısından ve kontrolünden bunalmıştır. Huysuz bir ihtiyar olan Münevver hanım ise eğlenceli bir kadın olmasına karşın evdeki gri dünyaya uyum sağlamak zorunda bırakılmıştır. Aslı’nın yaşadığı bu üç kişilik dünya; dar, kasvetli ve durağandır. Ta ki üst kata taşınan yeni kiracıları Şaziye, hayatlarına dokunana kadar.

GECEYARISI PAVYONU:

Gece Yarısı Pavyonu 1980’lerin en ünlü pavyonudur. Kalender Şefik Bey, büyük emeklerle kurduğu mekânını, hastalığı sebebiyle, oğlu Selami’ye bırakır. Selami, uzun yıllar işlettikten sonra burayı, hayatının aşkı Meyra için Gece Yarısı Tiyatrosuna çevirecektir. İlk zamanlar her şey güzel olsa da bir süre sonra maddi zorluklar ve kişisel çıkarlar sorun yaratmaya başlar.

SOĞUK CENNET:

Eda, ailesini küçük yaşta, kocasını da erken evlilik döneminde kaybetmiştir. Antalya’da, oğlu Kaan’ın da okuduğu okulda öğretmenlik yapmaktadır. Aynı zamanda ailesinin yokluğunda ona kol kanat geren yaşlı Nurten teyzenin bakımını üstlenmiştir. Şimdi Nurten hanımın rolünü üstlenmesi için bir fırsat çıkacaktır; okuldaki fakir ama azimli öğrencisi Yasemin.

JÜRİLER ÜYELERİ HAKKINDA

Nisan Akman:

Sanat hayatına Ankara Radyo Çocuk Tiyatrosu’nda çocuk oyuncu olarak başlayan Nisan Akman, sinemaya ise kamera asistanlığıyla başladı. TRT İstanbul Televizyonu’nda program yapımcılığı, SES mecmuasının foto muhabirliği ve birçok şirkette prodüktörlük yapan Akman, 1980-1990 yılları arasında film çekebilmiş iki kadın yönetmenimizden birisi olma sıfatını da taşıyor. Ayrıca “Kayıp Şehir”, “Hanımın Çiftliği” ve “Parmaklıklar Ardında” gibi çok izlenen dizilerin de yönetmenliğini üstlendi.

ATALAY TAŞDİKEN:

Uzun yıllar reklam sektöründe çalışan Atalay Taşdiken, 2009’da çektiği “Mommo-Kız Kardeşim” ile saygın dünya festivallerine katıldı ve T.B.M.M. tarafından sinema alanında “Devlet Üstün Hizmet Ödülü”ne layık görüldü.

2013 yılı yapımı “Meryem” filmi ise En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Müzik ve Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü dallarında Altın Portakal kazandı. Son filmi “Arama Moturu” da geçtiğimiz yıl Altın Portakal adayları arasındaydı. “Ah Yalan Dünyada-Neşet Ertaş” belgeselini de 2016 yılında gösterime sokan Taşdiken, “Küçük Hanımefendi” ve “Böyle Bitmesin” dizilerinin de yapımcılığını üstlendi.

DİLOY GÜLÜN

Sinemaya, İFR’de yapım asistanlığıyla başlayan Diloy Gülün, 2001 yılında uluslararası festivallerden 8 ödülle dönen “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filminin, 2002’de “Asmalı Konak-Hayat” filminin yapımcılığını üstlendi. 2003’te Türkiye’de film çekmek isteyen yabancı şirketlere yapım hizmeti vermek amacıyla Karma Films’i kurdu. Bu çatı altında Türkiye’de yapımını üstlendiği filmler arasında “Inferno” (Ron Howard / Sony Pictures), “Taken 2” (Olivier Megaton / Europacorp), ve “The International” (Tom Tykwer / Sony Pictures) gibi yapımlar yer alıyor. Gülün ayrıca 200’ün üzerinde reklam filminin prodüksiyonunu gerçekleştirdi.

Share.

İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunu. 15 Yıl Havacılık sektöründe çalıştı. Uçakları,yolcuları ve yolculukları çok sever. Farklı insanlar tanımak,tanımadığı şehirlerin sokaklarında dolaşmak en hoşlandığı şeydir. Bir kız çocuğu annesidir. Sitemizin Yazı İşleri Müdürüdür

Comments are closed.

Exit mobile version