5. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında yapılan Soğuk Zincir Paneli’nde, Covid-19 pandemisinin soğuk zincir lojistiğine etkileri ve bu noktada kuruluşların çalışmaları konuşuldu.
Etkisini sürdüren Covid-19 pandemisi koşullarında maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edilerek düzenlenen 5. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi’nde çeşitli konularda sektörel oturumlar gerçekleştirildi. Bunlardan biri de moderatörlüğünü Lojistik Derneği (LODER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş’ın yaptığı Soğuk Zincir Paneli oldu.
Türkiye’de Covid-19 pandemisi sürecinde soğuk zincir lojistiği ve izlenebilirlik uygulamaları, ATP konvansiyonu ve soğuk zincir taşımacılığına yansımaları, şirketlerin soğuk zincir yönetim stratejileri ve beklentileri, soğuk zincir lojistiğindeki zorluklar ve çözümler gibi konuların gündeme geldiği panele, Türk Hava Yolları (THY) Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz ve McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Müdürü Sertaç Hamza konuşması olarak katıldı.
Hava kargoda süreç nasıl işliyor?
Panelin ilk konuşmacısı olan THY Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, hava kargoda soğuk zincir lojistiğinin ısı, nem ve zaman gibi faktörlere hassasiyet gösteren ürünleri kapsadığını söyledi. Hava kargoda yoğunluklu olarak bozulabilen ürün gruplarının taşındığını anlatan Büyükkaymaz, bunları taze sebze ve meyveler, kesme çiçekler, taze balık, ilaç ve tıbbi malzemeler olarak sıraladı. Turkish Cargo’da taşınacak kargoların işleyiş süreçleriyle ilgili bilgi veren Büyükkaymaz, “Taşınacak kargolar için ilk olarak rezervasyon sürecimiz var. Bu aşamadan sonrada kargolar evrak kabul ve kargo kabul departmanlarımıza geliyor. Hava kargo ciddi bir regülasyona tabi olduğu için ürünlerin etiketlenmesi, işaretlenmesi ve paketlemesini biz yapıyoruz. Bunların uygun şekilde yapılması çok önemli. Kargo kabul edildikten sonra müşterinin talebi doğrultusunda uygun iklimlendirilmiş dolaplarımıza, depomuza, tesisimize alınıyor. Daha sonra yükleme dediğimiz aşamaya geçiyoruz ve kargolar uçağın altına doğru yükleniyor. Uçağın havalanmasıyla bu süreç sona eriyor” dedi.
Büyükkaymaz: “2021’de operasyonlarımızı İstanbul Havalimanı’ndan yürüteceğiz”
Turkish Cargo olarak yaklaşık 2-2,5 yıl önce İstanbul Havalimanı’na taşındıklarını ancak oradaki Turkish Cargo Mega Hub projesinin henüz tamamlanmadığını dile getiren Büyükkaymaz, “Bu sebeple şu an itibariyle iki havalimanından da operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Yeni havalimanında yolcu uçaklarıyla kargo taşıyoruz, Atatürk Havalimanı’nda ise kargo uçaklarımızla faaliyet gösteriyoruz. Normal gönderi varsa iki havaalanı arasındaki taşımaları tırlar ve kamyonlarla gerçekleştiriyoruz. Bu süreç 1 yıl daha devam edecek. 2021 yılı içinde Turkish Cargo Mega Hub yeni havalimanında açılacak. Böylelikle operasyonlarımızı eskiden olduğu gibi tek yerden yöneteceğiz” diye konuştu.
Bozulabilir kargolarda zaman ve sıcaklık olarak iki önemli parametre olduğunu hatırlatan Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, bu süreçlerin iyi yönetilmesi durumunda en iyi operasyonun elde edileceğini belirtti. Sahada 7/24 çalışan kalite ekipleriyle soğuk hava depolarındaki ürünleri takip ettiklerini anlatan Büyükkaymaz, “Ürünlerin dolaplardan erken çıkaralması durumu varsa bu ürünler yeniden dolaplara geri gönderiliyor. Her bir soğuk hava depomuz hem internet üzerinden hem de alarm sistemiyle takip ediliyor. Örneğin +2/ +8 derece deposunun kapısı belli bir süre açık kalırsa alarm veriyor, ısı 10 dereceye çıktığında kontrol ekiplerimize uyarı veriyor. Soğuk zincirde en önemli husus sıcaklığı kontrol edemediğiniz alanlarda yani soğuk hava depolarının dışındaki alanlarda çok hızlı bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Bizim kendimize göre prosedürlerimiz var. Bunlarda bir kargonun ne zaman dolaba girmesi ve ne zaman çıkması gibi kurallar yazıyor. Eğer bir sapma söz konusuysa kalite ekiplerimiz bunlarla ilgili düzenleyici, önleyici faaliyet raporlarını tutuyorlar ve bunu iyileştirme fırsatı olarak ele alıyorlar. Bunu yanı sıra ekiplerimizi her yıl önemli eğitimlere tabi tutuyoruz. Özellikle ilaç konusunda bu eğitimler çok önemli. Bunların yanı sıra bazı ilaç firmaları ve bazı müşterilerimiz bizleri düzenli olarak denetliyorlar. Bunlar da doğrularımızı ve eksiklerimizi görmemizi sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“İlaç ve medikal taşımalarımız %50 arttı”
Pandemi döneminde yolcu taşımacılığında kısıtlamalar olmasına rağmen kendileri açısından ilaçların ve tıbbi malzemelerin taşınmasının olmazsa olmaz değerde olduğunu kaydeden Büyükkaymaz, “Biz de hem kargo uçaklarımızla hem de yerde park halinde bulunan yolcu uçaklarımızı kargo uçağı gibi değerlendirerek Uzak Doğu Asya’dan Amerika’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar uzanan coğrafyaya ciddi taşımalar yaptık. Pandeminin etkisiyle 2020’nin ilk 7 aylık döneminde ilaç ve medikal taşımalarında yüzde 50 büyüme kaydettik. Sektöre baktığımızda ise dünyada hava kargo ilaç taşımacılığı sadece yüzde 7 oranında büyüdü. Bu dönemde dünya genelinde hava kargo pazarı yüzde 18 daralırken buna karşın biz yüzde 7 oranında büyüme elde ettik. Şu anda Turkish Cargo dünyadaki 5 büyük kargo taşıyıcısından biri konumunda. 2023 yılında ise dünyada ilk 3 içinde yer almayı hedefliyoruz” dedi.
Turkish Cargo 330 noktaya kargo taşıyor
THY’nin network’ü hakkında bilgi veren THY Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, “THY dünyada hala birinci sıradadır bunu büyük bir gururla söylemek isterim. 272 adet yurt dışı noktaya uçuş gerçekleştiriyoruz. Bazı ülkelerde birden fazla noktaya olmak üzere 127 ülkeye uçuyoruz. Türkiye’deki 2 noktayı da dahil edersek THY 324 farklı noktaya uçuş gerçekleştiriyor. Tabii pandeminin ilk 3-4 ayında hava taşımacılığı durduğu için bu noktaların sayısı biraz azalmıştı ama her geçen gün sayının arttığını söylemek isterim. THY olarak 324 yolcu uçağına, 28 tane de kargo uçağına sahibiz. 40, 65 ve 100 tonluk 3 farklı tipte kargo uçağımız mevcut. Toplamda 330 noktaya kargo taşımacılığı yapıyoruz. Hem ihracat kargolarını hem de ithalat kargolarını; bununla birlikte de dünyanın herhangi bir A noktasından B noktasına transit dediğimiz İstanbul üzerinden de kargoları ulaştırıyoruz” diye konuştu.
Hamza: “Pandemiye Ocak ayında hazırlanmaya başladık”
McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Müdürü Sertaç Hamza ise konuşmasında, Türkiye’de soğuk zincir uygulamaları konusunda bilincin yükseldiğini, bunda sağlık faktörünün ana belirleyici olduğunu söyledi. Buna karşın sebze ve meyve taşımacılığının hala üstü açık kamyonlarda yapıldığını, bir kısım bozulabilir ürünlerde merdiven altı olarak tanımlanan üretimin devam ettiğini ifade eden Hamza, “Ancak gıda güvenliği standartlarına aşırı önem veren ve çok kaliteli üretim yapan tedarikçiler var. Bunların sayıca artmasıyla sektörün çok iyi bir yöne evrileceğini düşünüyorum” dedi. McDonald’s’ın dünya genelinde bütün lojistik süreçlerinin yüzde 97’lik bölümünün 2 şirket tarafından yürütüldüğünü açıklayan Sertaç Hamza, zor coğrafyalarda ise buraları çok iyi bilen lojistik sağlacılardan destek alındığını anlattı. Büyük lojistik sağlayıcılarla yapılan iş birliklerinin önemli inovasyon süreçleri yarattığını vurgulayan Hamza, McDonald’s’ın bütün tedarikçileriyle olan ilişkilerinin de benzer şekilde yönetildiğini aktardı.
McDonald’s olarak Covid-19’un Çin’de görülmeye başlamasından sonra geçtiğimiz Ocak ayında hazırlıklara başladıklarını dile getiren Sertaç Hamza, “Pandemiden dolayı tam kapanma olduğunda nasıl hareket edeceğimiz veya tedarik zincirindeki aksamaların nasıl çözüleceği konusunda alternatifli planlar yapıldı. Mart ayına çok büyük bir stokla girdik. Haziran ayında tüm restoranlarımız açıldı. Temmuz ile birlikte pandeminin muhtemel ikinci dalgası için hazırlanmaya başladık, olası senaryolar üzerinde durduk” diye konuştu.
Haber: Özgür Çilekgidadergisi@gmail.com@GidaTeknolojisi – @zgrilek1http://www.gidateknolojisi.com.tr/