53. Uluslararası Antalya Film Festivali etkinlikleri kapsamında Türkiye sinemasına sesiyle anlam katan dublaj sanatçılarını, Deniz Çakır ve Serdal Güzel’in objektifinden yansıtan ‘Rabarba’ sergisinin açılışı Antalya Kültür Merkezi’nde yapıldı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Festival Başkanı Menderes Türel, eşi Ebru Türel, Deniz Çakır, Mustafa Alabora, Serdal Güzel ve Elif Dağdeviren açılışta hep birlikte kurdele kesti. Türel, törende yaptığı konuşmada ‘Çok önemli bir konuya değindik. Seslendirme sanatçıları sinema perdeleri için çok önemlidir. Eski Yeşilçam konuşma tekniklerini bile kendi aramızda taklit ediyoruz. Kamera arkasında oldukları için bu sanatçılarımız hep geride kalanlar. Bugün biz onları bir adım öne çıkarıyoruz. Günümüzde hala bazı sesler, sinemada karakterlerin önüne geçmiştir’ ifadelerini kullandı.
Elif Dağdeviren de ‘Hayatımı kazanmaya seslendirme ve seslendirme çevirileri yaparak başladım. Onun için bu sergi şansı önüme çıktığında hemen heyecanla çalışmaya başladık’ dedi. Menderes Türel ve Elif Dağdeviren, sergiyi sanatçıları Serdal Güzel ve Deniz Çakır, Mustafa Alabora, Yeşim Gül, Erdal Tosun, Erhan Yazıcıoğlu gibi isimlerle gezdi. Ses sanatçılarının hepsi kendi portrelerinin yan tarafını tebeşirlerle imzaladı. Elif Dağdeviren, Menderes Türel’e sergideki fotoğrafların yer aldığı ‘Rabarba’ isimli kitabı hediye etti.
DENİZ ÇAKIR: ‘YAPRAK DÖKÜMÜ’NDEN BERİ FOTOĞRAF ÇEKİYORUM’
Kendi portresini ‘Tüm emekçilere saygıyla’ notuyla beraber imzalayan Deniz Çakır ‘Bu sergiyi 2010- 2011 tarihleri arasında arkadaşım Serdal Güzel’in teklifiyle oluşturduk. Rabarba’da 140’a yakın seslendirme sanatçısının fotoğrafını çektik. Onlar çok kıymetli emekçiler, hem Türk sinemasının hem de dünya sinemasının seyirciye aktarılmasına çok büyük katkıları var. Gizli kahramanların yüzlerini de göstermek istedik sizlere’ dedi.
Serdal Güzel de ‘Seslendirme sanatçıları benim için çok önemliydi. Geri planda kaldıklarını düşünüyordum. O yüzden onları kamera arkasından, kamera önüne geçirdik. Artık zaten seslerine aşina olduğumuz insanların, yüzlerini de tanıyor olacağız. Yıllarca sinema sektörüne hizmet vermelerine karşın, geri plandalardı. Bu festivalde onurlandırıldıkları için çok teşekkür ettiler. Biz de bu şansı bize sağlayan festival komitesine ve Elif Dağdeviren’e teşekkür ediyoruz. Festival boyunca devam edecek olan sergimizi başka illere de taşımayı düşünüyoruz’ açıklamasında bulundu.
Fotoğrafa başlama hikayesini anlatan Çakır ‘Ben Yaprak Dökümü zamanında çok fotoğraf çekiyordum. Yönetmenim Mesude Eraslan, ‘Kadrajın çok güzel, bunun üstüne gitsene’ demişti. Öyle başlamıştı. Hobim olduğu için çok keyifle yaptım. O stüdyoya girince dublajın ne kadar zor olduğunu daha iyi anladım. Uzun saatler, o minicik stüdyoda duruyorlar ve ses çok kıymetli bir şey. Herkesin güzel sesler aklında kalır’ açıklamasında bulundu. Çakır festivalde yer almasını ise ‘Rafa kalkmış bir projeydi, Antalya Film Festivali’yle tekrar gündeme geldi. Elif Dağdeviren sağ olsun teklif etti. Tam da yerine denk geldi, film festivali. Onlar çok kıymetli’ sözleriyle açıkladı.
Bu sergiyle beraber fotoğraf çekme isteğinin tekrar su yüzüne çıktığını söyleyen Çakır ‘Fotoğraf aşkım tekrar ateşlendi. Tekrar makinemi elime alasım var. Reklam seslendiriyorum zaten ama meslek olarak dublaj bambaşka bir şey. Ses çok kıymetli. Siyah beyaz fotoğrafı çok seviyorum, daha sinematik tarafını da ortaya çıkarmak için bu şekilde çektik’ dedi.
Çakır bu serginin kendisine kazandırdıklarını da ‘Poz vermek daha zor, çekmek daha keyifli ve güzel. Onlarla vakit geçirdiğim için zorluk kısmını bir kenara ayırıyorum. Maalesef kaybettiklerimiz, yaşayan ama aramızda olamayanlar var Kenan Işık hocamız gibi. Onlarla vakit geçirebildiğim için çok şanslıyım’ cümleleriyle anlatarak sözlerini noktaladı.
DUBLAJ UYGULAMASI TÜM FESTİVALE YAYILDI
Antalya Film Festivali bu yıl unutulmaz karakterlere hayat veren seslendirme sanatçılarının fotoğraflarından oluşan Rabarba sergisinin yanı sıra bir dublaj stüdyosu kurarak festival ziyaretçilerini işin bir parçası haline getirdi.
Dondurmam Gaymak, Asteriks ve Oburiks Gizli Görevde, Küçük Prens filmlerinin unutulmaz sahnelerini seslendirmek üzere Festival Yolu’nda hazırlanan dublaj uygulaması ile tüm festival ziyaretçileri ücretsiz olarak Festival Yolu üzerindeki “Dublaj Stüdyosu”na gelerek sevilen sahnelere kendi seslerini verebiliyor. Tüm festivale yayılan uygulamayı, kayıt olarak da alabilen sinemaseverler bu sayede değişik bir deneyim yaşadı. Festival bu yıl Altın Portakal Emek Ödüllerini de sesleriyle yıldızlaşan iki dublaj sanatçısı Altan Karındaş ve Toron Karacaoğlu’na verdi.