NASA’nın Juno uzay aracı, ABD’nin Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz’da Jüpiter‘e varıyor. Kendisini yörüngeye teslim etmesine henüz vakit var ama manyetosfere çoktan girdi bile. Birkaç gün sonra gaz deviyle yüz yüze gelecek olan aracın, güneş sistemimizin bu en büyük gezegeninin gizemlerini çözmesi bekleniyor. Yanıt bulunacağı umulan sorulardan biri de, Jüpiter’in devasa manyetosferinin ortaya çıkışı hakkında…
Manyetosfer, bir gezegenin içsel manyetik alanı ile ses hızını aşan güneş rüzgarları arasındaki çarpışma sonucunda oluşur. Güneş rüzgarının içine oyulmuş durumdaki ve gezegenin manyetik alanının baskın çıktığı hacim olan Jüpiter’in manyetosferi yaklaşık 3 milyon kilometre genişliğindedir. Eğer gece göğünde görünür olsaydı, Jüpiter’in manyetosferini hemen hemen dolunay büyüklüğünde görebilirdik. Bilimciler, Jüpiter’in manyetik alanının nasıl oluştuğunu daha iyi kavrayabilmek için manyetosfer incelemelerine yoğunlaşıyor.
Manyetometreler Harita Çıkaracak
Gezegenin içine bakabilmek amacıyla, bilim ekibi Juno’ya bir çift manyetometre taktı. NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’ndeki bir grup mühendis tarafından tasarlanıp yapılandırılan bu manyetometreler sayesinde, Jüpiter’in manyetik alanının yüksek doğruluklu bir haritası çıkarılabilecek ve alandaki zamana bağlı değişimler gözlemlenebilecek.
Goddard’daki manyetometre takımının lideri olan Jack Connerney, manyetometreyi pusulaya benzetebileceğimizi söylüyor. “Pusulalar bir manyetik alanın yönünü kaydeder; manyetometrelerin ise bu becerisi geliştirilerek, manyetik alanın hem yönünü hem de büyüklüğünü kaydedebilmeleri sağlanmıştır. Böylece ilk kez olarak, bir başka gezegenin manyetik alanının yüksek doğruluklu bir haritalamasını elde etme fırsatımız olacak. Jüpiter’i çevreleyen uzayın bütününü, onu saran manyetik alanı 3 boyutlu olarak keşfedebileceğiz” diyor.
Peki Jüpiter’in İçinde Ne Var?
Jüpiter’in manyetik alanının tam olarak nasıl oluştuğu, ekibin çözmeyi umduğu gizemler arasında yer alıyor. Bilimciler Jüpiter ile Dünya’nın manyetik alanları arasında benzerlikler bulmayı bekliyor. Manyetik alanlar, dinamolar tarafından üretilir. Dinamo, gezegenin içinde bulunan ve elektriksel iletkenliği olan sıvının ısı taşıyan hareketidir. Gezegen döndükçe, elektriksel duyarlılığı olan sıvı sarmallaşır ve elektrik akımını yönlendirerek, manyetik alan oluşturur. Dünya’nın manyetik alanı, gezegen çekirdeğindekisıvı demir tarafından üretilir. “Ancak Jüpiter’in manyetik alanını oluşturan maddenin ne olduğunu bilmiyoruz. Juno’yu tasarlarken yanıt bulmayı umduğumuz sorulardan biri de, Jüpiter’in derinliklerinde hangi malzemenin olduğu ve ne kadar aşağıda bulunduğuydu,” diyor NASA’dan Jared Espley.
Juno’nun manyetometreleri tarafından yapılacak gözlemlerle, gezegenimizin derinliklerinde bulunan manyetik kaya ve demir katmanı olan Dünya’nın dinamosunun, yani manyetik alanının kaynağının da daha iyi anlaşılması umuluyor. Yerkabuğunun her yanına buzdolabı magnetleri saçılmış gibi dağılmış çeşitli manyetikliklerle dolu durumdayken, yüzeyin altındaki dinamoyu gözlemlemeye çalıştığınızı düşünün. Yerkabuğunun manyetikliği, işte bu nedenle manyetik alan ölçümlerinin netliğini bozar.“Juno uçuşunun bu denli heyecan verici olma nedenlerinden biri de, Jüpiter’in manyetik alanını kabuktaki manyetik alanları aşarak görmeye çalışmak zorunda olmayışımız. Jüpiter’in gazdan bir zarfı var ve bu zarfı oluşturan hidrojen ile helyum, bize dinamonun net bir görüntüsünü sağlayacak,” diyor Connerney.
Juno manyetosfere girer girmez ölçümler gelmeye başladı. Bunları ses biçimine dönüştüren NASA çalışanları, böylece bir anlamda Jüpiter’in manyetik alanını dinliyor. Dünya’nın manyetik alanından 20.000 kat daha şiddetli olan Jüpiter’in alanı, aslında Juno için bir tehdit demek. Güneş rüzgarları bu manyetosfere çarptığında, parçacıklar hiper-yüklü duruma gelerek alana hapsolabiliyor. Dolayısıyla alan, elektronik aletler için radyoaktif açıdan şiddetli bir yer haline geliyor. Bilim ekibi Juno’yu korumak için ellerinden gelen tüm önlemi almış olsa da, tehlikeli bölge henüz atlatılmış değil. Juno’ya bol şans dileyip, kaydettiği manyetik alan tınılarını dinleyelim:
Uydular
Jüpiter’in 67 doğal uydusu bilinmektedir. Galileo Galilei 1610 yılında kendi yaptığı basit teleskopla Jüpiter’in en büyük dört uydusu İo,Europa, Ganymede, ve Callisto‘yu keşfederek ilk kez Yerküreden başka bir gezegene ait uyduların varlığını göstermiştir. Bu uydular sonradan Galilei uyduları olarak adlandırılmıştır. 1970’lere kadar bilinen uydu sayısı 13 iken, Jüpiter’i ziyaret eden Voyager uzay araçları 3 yeni uydunun bulunmasına yardımcı olmuş, 2000 yılından bu yana yeryüzünden yapılan sistematik araştırmalarla, bu sayı kısa sürede artmıştır. Jüpiter’in doğal uyduları makalesinde uydular hakkında ayrıntılı bilgi yer almaktadır.