Hava Trafik Kontrolü kısaca , havaalanı ve civarında, hava sahalarında uçan uçakların uçuş emniyetinin sağlanması, hava trafik akışının düzenlenmesi ve toplam sistemin veriminin artırılmasıdır.
Dünyada en zor ve stresli meslekler arasında kabul edilen Hava trafik kontrolörlüğü, ülkemizde kalite olarak dünya standartlarında çalışılmasına ve hizmet verilmesine rağmen personelin idari ve işlevsel olarak gelişimi dünya standartlarına yaklaşamamıştır.
Hava trafik kontrolörlerinin aldığı eğitim standardize edilmiş , bütün dünya havacılık camiasında kabul gören bir eğitimdir ve buna göre lisans verilmektedir.
Havacılık sektörümüz son 10 yıl içerisinde çok hızlı büyümüş , ancak yansıması sadece havalimanı terminal özelleştirmesi, yeni havalimanı açmak, mevcut havalimanlarının alt yapı eksiklerini gidermek olarak görülmüştür.
Ülkemizde yapılan bu ciddi yatırımlar hepimizi memnun edip gururlandırırken , eğitimli ve donanımlı insan gücü eksikliği ise maalesef giderilememiştir. En önemli ve ciddiyetle eğitim gerektiren birimlerden biri ise hava trafik kontrolörlüğüdür. Şu anda bile yetersiz sayıda eleman ile hizmet verilmeye çalışılması bu çok hassas ve dikkat gerektiren mesleğin çalışanlarını da oldukça zorlamaktadır.
İstanbul ve İstanbul hava sahası ülkenin hava trafiğinin önemli kısmını teşkil ediyor. Dünya sıralamasında olan 2 havalimanı ( Atatürk ve Sabiha ) ve dünyanın en büyük havalimanlarından birisi olarak kabul edilen 3. havalimanı.
Stres ve baskı altında çalışan , özellikle yoğun havalimanlarında büyük bir iş yükü yüklenen trafik kontrolörleri , hak ettikleri şartlar da sağlanamadığı için çoğunlukla pilotluk gibi başka mesleklere yönelmektedirler. Mesleği daha iyi şartlarda gerçekleştirebilecekleri Eurocontrol gibi kurumlara geçen hava trafik kontrolörleri de vardır. Yıllarca yoğun istasyonlarda büyük stres altında çalışan kontrolörlerin bazıları da , fırsat bulduklarında taşra istasyonlarına tayin talep ediyorlar. Zaten yoğun istasyonlardaki sınırlı olan personel sayısı alarm veriyor. Sonuçta vasıflı ve donanımlı elemanlar kaybediliyor.
Bu ihtiyacın 3. Havalimanının açılmasıyla daha da artacağı düşünülürse biran önce ciddi şekilde bu sektörde eğitimli insan gücü sağlamaya çalışılmalıdır.
DHMI en son 12 -28 Nisan 2016 tarihleri arasında , 60 adet stajyer ve asistan kontrolör alımı yaptı. Ancak bu sayı , şartlar değişmediği sürece yetersiz kalmaya devam edecek. Nitelik kazanmaları belirli bir süreç gerektiren bu meslekte , önümüzdeki 5 yıl için hızlı şekilde personel alımı ve eğitimi planlanmalı. Mevcut personelin tecrübelerinden faydalanılabilmek için ise , şartları iyileştirilerek cazip hale getirilmeli.
Hava trafik kontrolörü eğitimi veren tek okul olan Anadolu Üniversitesi de , üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışmakla beraber, uzun ve oldukça ağır olan eğitim sürecinde ihtiyaca cevap verebilecek kadar mezun verememektedir.
Üçüncü havalimanı açıldığında öngörülen sıkıntılardan bir diğeri ise , yeni havalimanı tamamiyle faaliyete geçtiğinde Yunanistan , Romanya ve Bulgaristan hava sahasından geçiş yapacak trafiğin muazzam artışı. Yunan , Bulgar ve Romen hava trafik kontrol birimlerinin böyle bir trafiği yönetip yönetemeyeceği muğlak. Bu ülkelerle yürütülen koordinasyonlar konusunda elimizde somut veriler yok.
Ülkemizdeki durum bu iken Amerika’daki şartları gösteren tablo da yorumsuz olarak aşağıya eklenmiştir.