Hava Seyrüsefer Yardımcı Sistem ve Kolaylıkları
HİÇ merak ettiniz mi? Uçaklar, helikopterler uçuş sırasında yollarını nasıl bulur?
Havacılığın ilk başladığı yıllarda pilotların havada kendi başlarına olduklarını tahmin edersiniz. Bir pusula ve de ne kadar detaylı olduğu şüpheli olan bir harita ile sadece gündüz veya gece açık hava uçuşları. Günümüzde ise çok gelişmiş yön bulma, mesafe belirleme, pistlere yaklaşma/iniş yapma cihazları, sistemleri, kolaylıkları var.
Radarlar ve uyduya dayalı sistemler ile de havadaki konumumuz belirleniyor. Bunlara hava seyrüsefer hizmetleri diyoruz.
Uçmak artık oldukça kolay, yeri görmek zorunda değilsiniz. Yeni teknoloji uçaklar ve sistemler ile tamamen kapalı havalarda (özellikle yoğun sis) dahi iniş/kalkış yapabiliyorsunuz.
Bu yazımda sizlere hava seyrüseferinde uçaklara/pilotlara bilgiler veren hava seyrüsefer yardımcı cihaz ve sistemlerini anlatacağım.Anlatımım havacılıkla doğrudan ilgisi olmayanların da anlayacağı şekilde sade ve mümkün olduğunca teknik detaydan uzak olacak. Mesleği havacılık olan arkadaşlar beni anlayışla karşılayacaktır.
Havacılıkta iki türlü uçuş şekli var. İlki görerek şartlarda uçma (VFR), ikincisi aletle uçma (IFR). Pervaneli küçük uçaklar, helikopterler ile VFR şartlarda uçuş yaygın. Uçarken etrafınızı ve yeri görmeniz lazım. Yolcu uçaklarında ise bu mümkün değil. Uçağınızda uluslararası kurallar ile öngörülen hava seyrüsefer yardımcı cihazlarının bulunması gerekiyor. Yön/yer bulmaya yarayan seyrüsefer yardımcı cihazları ile yapılan uçuşlar (radyo seyrüseferi), radarlar ve gelişmiş uydu seyrüsefer sistemleri ile destekleniyor. Uçuş sırasında pilotların yanında (veya uçakların bilgisayar sistemlerinde) havacılık haritalarının (havalimanı genel, havalimanı park yerleri, saha kontrol, yol-boyu, görerek/aletli yaklaşma, standart kalkış-geliş) mevcudiyeti de gerekli.
1979 yılındaki pilot eğitimim sırasında Piper (L-18C) uçakları ile uçmuştum. Tek motorlu bu uçaklarda seyrüsefer yardımcısı olarak sadece pusula vardı. Telsiz dahi yoktu. Yolumuzu, yönümüzü elimizde harita yere bakarak bulurduk. Şaşırdın mı “alçal, tren yollarına, kara yollarına bak derlerdi”. Bir keresinde havada kaybolduğum bile olmuştu. Uçuş sırasında yoğun yağmur yağdığında hemen havalimanına geri dönerdik. Zaten sadece belirlenmiş sahalarda ve yükseklikte uçabiliyorduk. Bugünkü pilotlar bize göre çok şanslı. Küçük, büyük tüm uçaklarda gelişmiş hava seyrüsefer yardımcı cihazları var. Yolcu uçaklarında ise çok daha gelişmiş sistemler var. Uçuş rotanızı uçuş bilgisayarına yüklüyorsunuz, o sizi götürüyor.
Seyrüsefer, bir noktadan diğer bir noktaya başarı ile yapılan uçuş faaliyeti. Kalkış, tırmanma, düz uçuş, alçalma ve iniş aşamalarını içeriyor. Seyrüsefer sırasında uçak üzerindeki cihazların, yerden ve/veya uydudan yol/mesafe bilgilerini alması lazım. Yerde olan yön/mesafe amaçlı cihazlar, NDB, DME, VOR. İniş kolaylığı sağlayanlarda ILS ve MLS ile görsel yardımcılar (pist ışıkları gibi). Radarların ise başta havada yer/mesafe belirleme olmak üzere değişik özellikleri var.
Yerdeki cihazları sırayla açıklayayım.
-NDB (Non-directional radio beacon-Yön bilgisi vermeyen radyo verici istasyonu):İstikamet (baş/heading) bulunması amacıyla, düşük veya orta frekansta yayın yapan –çok hassas olmayan- yer radyo verici istasyonu. Uygun ekipman ile donatılmış hava araçları, bu sinyallere göre, havadaki durumlarını belirliyor.
-DME (Distance Measurement Equipment-Mesafe Ölçüm Cihazı): Yer istasyonundan gönderilen “puls dalgaları” sistemiyle çalışıyor. Yön bilgisi vermiyor, sadece istasyona olan mesafe ölçülüyor.
-VOR (VHF omni-directional range-çok kısa dalga çok yönlü yayın): Çok yüksek frekansta 360 derecelik eş zamanlı-faz farklı sinyal yayını yapıyor. Hava aracındaki alıcı cihazlar, bu faz farklı sinyallere göre açı bilgisi elde ediyorlar. 300 kilometreye kadar bilgiler aktarabilen VOR cihazları, havalimanı konumlarının belirlenmesinde de kullanılıyor.
Uçağınızda (helikopterinizde) bu cihazlar var ise, bir havalimanından diğerine emniyetli bir şekilde uçabiliyorsunuz. Ancak, gerekli uçuş emniyetinin sağlanması için daha birçok kural var. Örneğin, uçakların havada çarpışmasını önlemek için gerekenler. Havada düzenlenmiş yollar, uçaklar arasındaki ayırma mesafeleri, kontrollü hava sahalarında hava trafiğini düzenleyen kontrolörler ve bunların yönlendirmeleri/verdikleri talimatlar ve de radar/uyduya dayalı sistemler. Dahası da var ancak bu kadarı bile size emniyetli bir uçuş için mevcut olan cihaz, sistem ve uygulamaları göstermek açısından bence yeterli. Pilotların kalkışta, inişte ve havada emniyetli uçuş yapmalarında en büyük destekçisi olan hava trafik kontrolörlerinden başka bir yazımda bahsedeceğim.
Uçağımız bir havalimanından kalktı, yukarıda belirttiğim seyrüsefer yardımcıları (ve/veya radar-uydu sistemleri yardımıyla) ile diğer bir havalimanına vardı ve sıra inişe geldi. Hava açık, görüş net veya gece ve görüş net. Görerek inersiniz.
Hava puslu, sisli, pisti net göremiyorsunuz, pist üzerindeki görsellerde (ışıklandırmalar) iniş için yetersiz kalıyor ise, işte bu durumda size aletli iniş sistemi lazım. ILS denilen bu sistem, havalimanlarında pist başlarında yerleşik, uçakların yaklaşma-inişlerine yatay-dikey durum bilgisiyle katkı sağlayan bir yer sistemi.Localizer (LLZ yer belirleme), Glide Path (eğim belirleme) ve Marker (yaklaşma hattı üzerinde konum belirleme; dış-orta-iç) cihazları ile yaklaşma ışıkları birleşiminden oluşuyor. Uçağı 15 kilometre öteden bir koni içine alıp uygun eğim ve yükseklikte piste yaklaştırıyor. ILS sistemleri, sağladıkları hassasiyete göre 3 kategoride çalışıyor. Cat I denilen ilk kategoride pist görüş mesafesi 550 metreden fazla ise iniş yapabiliyorsunuz. Cat II’de bu mesafe 300 metreye, Cat III’de ise 0-200 metreye düşüyor. Yani iniş yapılacak pistte Cat IIIc tipi bir ILS cihazı varsa, görüş olmayan şartlarda dahi iniş yapabiliyorsunuz. ILS kullanırken ayrıca dikkat edilmesi gereken karar yükseklikleri de var. Cat I’de bu 60 metre (yani uçak 60 metre yüksekliğe indiğinde pistin görülmüş olması gerekiyor), Cat IIIc’de ise 0. Belirtilen yüksekliklerde pisti göremez iseniz inişten vazgeçmeniz yani pas geçmeniz gerekiyor.
MLS (Microwave Landing System-mikro-dalga iniş sistemi) ILS sisteminin geliştirilmişi. Hassas ve kritik saha (dış etkenlerden etkilenme) ihtiyacı çok daha az ve de pist etrafındaki yapılaşmalardan daha az etkileniyor. Daha hassas yaklaşma/ ek avantajlar sağlamakla birlikte, uydu sistemleri devreye girdiğinden yaygın kullanım alanı bulamadı.
Günümüzde, inişler için en emniyetli yaklaşma sistemi olan ILS cihazları çevre yapılaşmalardan, diğer radyo frekanslarından etkilenmesi muhtemel sistemler. Kurulum için düz, mâniasız bir arazi yapısı gerekiyor. Çevresinde de belirlenmiş yüksekliklerin üzerinde doğal yükselti (tepe, ağaç gibi) ve bina olmaması lazım. Bu nedenle istense de tüm sistem halinde her havalimanına kurulamıyor. Ülkemizde yeterli performans sağlanan tüm havalimanları pistlerinde ILS sistemi tesis edilmiş durumda.
Günümüz havacılığının olmazsa olmazı radarlar (Radio Detection and Ranging-radyo algılama ve menzil belirleme) ise, uzaktaki cisimleri mikro-dalga yayınlar ile belirleyen cihazlar. Saniyede 300 bin kilometre hızla giden yayın yapıyorlar. Bir cisme çarparak geri yansıyan dalgalardan –geçen süre bağlamında– cismin (uçağın) yeri belirleniyor. Birincil (Primary-PSR) Radarsadece yer istasyonu olarak çalışıyor, havadaki cismi algılıyor. İkincil (Secondary-SSR) radar ise yer istasyonu ve uçakta yanıtlayıcı cihaz (transponder) sistemiyle çalışıyor ve karşılıklı bilgi alış/verişi ileuçağa ilişkin bilgiler (kimlik, irtifa, yön) radar ekranında görünüyor. Hava trafik kontrolörleri de bu bilgilere göre hava trafiğini düzenliyor, uçaklara (pilotlara) gerekli uçuş talimatlarını veriyor.
Görüleceği üzere, günümüz teknolojisi bize uçakların kalkış, düz uçuş ve iniş aşamaları için çok hassas cihaz ve sistemler ile destek oluyor. Bu nedenle de hava ulaşımı en emniyetli ulaşım modu, böyle olmaya da devam edecek.
Ülkemizde hava seyrüsefer cihaz ve sistemlerinin kurulması ve işletilmesinden Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü sorumlu. Gelişen havacılığımızın ihtiyaçlarına göre her yıl yeni cihaz/sistemler alıyor, bakımlarını ve hassasiyet ölçümlerini yapıyor. Ülkemizde nelerin mevcut olduğuna gelince,7 PSR, 24 SSR, 58 ILS (47 ILS+11 LLZ), 69VOR, 127 DME, 71 NDB olmak üzere 356 adet hava seyrüsefer yardımcı cihaz ve kolaylığımız var. Saha kontrol, yaklaşma kontrol ve kule ünitelerinde çalışan toplam bin 189 kontrolör görev yapıyor.
Umarım, hava seyrüsefer yardımcı cihaz ve sistemleri konusunda siz değerli okurlarımı yeterince aydınlatabildim. Bu yazıda, hava seyrüseferi kapsamında pek çok konuya -örneğin uyduya dayalı sistemler- değinemedim. İleriki yazılarımda, yeri geldikçe bu açığı kapatırım.
Haftaya görüşmek üzere…
Yıldırım Saldıraner / Yenialanya.com