Gulf Air, Körfez Devlerinin Gölgesindeki Havayolu
1950 yılında kurulan Gulf Air, Bahreyn’in bayrak taşıyıcı havayolu ve Orta Doğu’nun en eski havayollarından biridir. Bir zamanlar Basra Körfezi bölgesinin önde gelen havayolu olan Gulf Air, bugün komşuları Emirates, Etihad ve Qatar Airways gibi daha büyük havayollarının gölgesinde kalmış durumda. Peki aynı coğrafi avantajlara sahip olmasına ve on yıllar öncesinde bir başlangıç yapmasına rağmen, Gulf Air neden bu devlerin gölgesinde uçuyor?
Tarihsel Arka Plan
Gulf Air, Bahreyn’den Doha’ya hava taksi hizmeti olarak başladı ve daha sonra British Overseas Airways Corporation (BOAC) tarafından yatırım alarak Fokker F27 ve BAC 1-11 uçaklarından oluşan bir filo kurdu. 1973 yılında Bahreyn, Katar, Abu Dabi ve Umman hükümetleri BOAC’ın yatırımını satın alarak havayolunu kurdu. Her hükümet %25’lik bir hisseye sahipti.
Yeni şirket, eski BOAC’a ait beş Vickers VC10 uçağını satın aldı ve Londra’ya (LHR) günlük uçuşlar ile Bombay, Karaçi, Amman, Kahire, Beyrut ve Atina’ya düzenli seferler düzenlemeye başladı. Havayolu hızla büyüdü ve Lockheed Tristar L1011, Boeing 737 ve 767 uçaklarının yanı sıra Airbus A320, A330 ve A340 uçaklarını filosuna kattı.
Ancak 1985 yılında Emirates, Dubai’den seferlerine başladığında Gulf Air ciddi bir bölgesel rekabetle karşılaştı. Yüzyılın başına gelindiğinde, ortaklık çatırdamaya başladı. Katar 2002’de Katar Airways’i, Abu Dabi 2005’te Etihad’ı, Umman ise 2007’de Umman Air’i kurmak için ayrıldı. Böylece Bahreyn hükümeti havayolunun tam kontrolünü ele aldı ve bu durum hala devam ediyor.
Devlet Desteği ve Zorluklar
Emirates ve Qatar Airways gibi başarılı havayollarına sağlanan en büyük avantajlardan biri, petrol zengini hükümetler tarafından sağlanan büyük yatırımlardır. Bu devasa yatırımlar, bu havayollarının küresel ölçekte faaliyet gösteren devasa filolar ve havalimanları kurmasına olanak tanıdı.
Gulf Air ise Bahreyn hükümetinden çok daha sınırlı bir destek aldı. Bunun bir kısmı, Bahreyn’in aynı seviyede petrol zenginliğine sahip olmaması ve daha çeşitli ekonomik yatırımlara yönelmesiyle açıklanabilir. Ancak büyük bir kısmı kötü yönetimden kaynaklanıyor. Son on yılda birkaç CEO ve başarısız yeniden yapılandırma planları sonucunda Gulf Air sürekli zarar etmiş durumda.
Süper-Hub Stratejisinde Başarısızlık
Gulf Air, komşuları gibi Avrupa, Asya ve Afrika arasında bir süper-hub olma potansiyeline ve coğrafi avantajlara sahip. Ancak yatırım eksikliği bu alanda da havayolunu zayıf bıraktı.
Bahreyn Uluslararası Havalimanı (BAH), Basra Körfezi’ndeki en eski uluslararası havalimanıdır. Ancak tıpkı Gulf Air gibi, hızla komşuları tarafından gölgede bırakıldı. Havalimanı şu anda 30 yıllık bir genişleme planı kapsamında olsa da, yıllık maksimum kapasitesi 14 milyon yolcuyla sınırlı. Buna karşılık, Doha’daki Hamed Uluslararası Havalimanı (DOH) geçen yıl 46 milyon yolcu ağırladı ve %30’dan fazla büyüme gösterdi.
Filonun ve Destinasyonların Yetersizliği
Yetersiz yatırım Gulf Air’in filosunu da etkiledi. Emirates ve Qatar Airways 250’den fazla uçakla, genellikle geniş gövdeli uçaklar kullanarak büyük destinasyon ağlarını birbirine bağlayabiliyor. Buna karşın, Gulf Air’in sadece 42 uçaklık bir filosu var ve bu filoyla 60 destinasyona hizmet veriyor.
Yoğun Rekabet Ortamında Mücadele
Gulf Air, uzun mesafeli devlerle ve bölgesel düşük maliyetli taşıyıcılarla rekabet etmek zorunda. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın havayolu yatırımları ve yakında faaliyete geçecek Riyadh Air gibi yeni rakipler de Gulf Air için yeni tehditler oluşturuyor.
Gulf Air Yeniden Ayağa Kalkıyor mu?
Tüm bu zorluklara rağmen, Gulf Air ve Bahreyn hükümeti havayolunu canlandırmak için ciddi bir çaba gösteriyor. Havayolunun yeni CEO’su ile filo gözden geçirildi ve daha mütevazı Airbus ve Boeing siparişleri verildi. Ayrıca, yeni destinasyonlarla birlikte yolcu odaklı bir strateji geliştiriliyor.
Sonuç olarak, Gulf Air, bölgenin turizm potansiyelini artırarak Dubai’ye benzer bir başarı yakalamayı hedefliyor.
Kaynak: Bu makale, Simple Flying’den alınmış bilgilerin Türkçe versiyonudur.