Eurocontrol (Hava Seyrüseferinin Emniyeti için Avrupa Teşkilatı) tarafından yayınlanan “Aylık Trafik Ağı Faaliyetleri Raporu’na göre Temmuz 2014-Temmuz 2015 döneminde son yıllarda durağanlık göstermekte olan Avrupa hava sahasındaki uçak trafiğinde ortalama %2,1 artış  gerçekleşmiş, yaz aylarındaki günlük ortalama uçuş trafiği de son 5 yılın en yükseği olarak güde 31.000 uçağı geçmiş.
Avrupa’nın bir iki istisna hariç tüm bölgelerinde uçak trafik artışı var. Ekonomik kriz yaşayan Rusya gidiş-gelişlerinde geçen yıla göre %18 ile büyük düşme yaşandı. Gerçekleşen terör olayları sonrasında Tunus gidiş-gelişlerinde de bu Temmuz’da %33’lik ani düşüş oldu. Ukrayna hava sahasının uçuşlara kapanması sonrasında buradan geçen üst hava sahası trafiğinin diğer ülkeler üzerine yönlendirilmesi ile  Macaristan (%10),Bulgaristan (%7) ve Türkiye (%5) üzerinden gerçekleşen üst geçişler arttı. Moldova hava sahasında ise %30’a varan azalma gerçekleşti.
Günlük trafik artışına 315 yeni uçuşla en fazla katkı sağlayan ülke Türkiye. Günlük trafik artışına en çok katkı sağlayan havayolu şirketleri ise, sırasıyla THY (+192 uçuş), Ryanair (+117 uçuş) ve easyJet (+80 uçuş). THY’nin sefer yaptığı merkez ve safer sayıları her geçen gün daha da artıyor. Pegasus, SunExpress, Finair, Volotea, Wizz Air, Emirates ve  Ukranie International şirketlerinin de uçuşları artmış. Uçuşlarında azalma yaşayan şirketler ise, Monarch, Lot Polish Airlines, Transaero Airlines, Air Berlin ve Lufthansa. Lufthansa’nın uçuş sayısındaki düşüş dikkat çekici.
Uçak trafiği en fazla artan havalimanlarında ilk sırada İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı var. Onu, Atina, Luton/Londra, Dublin, Tel Aviv ve Stansted/Londra Havalimanları izliyor. Uçak trafiği en çok azalanlar ise, Oslo/Gardermoen, Marsilya ve Birmingham.
Türkiye’nin toplam, üst geçiş, havalimanları ve havayolu şirketleri uçak trafiği artışlarında yakaladığı bu ivme çok güzel. Ancak beraberinde yaşanan özellikle İstanbul havalimanları kaynaklı gecikmeler gün geçtikçe daha da artmaya başladı. Maalesef bu konuda da Avrupa’da ilk sıralardayız.
Avrupa’da yaşanan gecikmeler geçen yıla göre son 13 ayda %31,7 artmış. Gecikmelerin %29,8’i uçuşun yol-boyu aşamasından kaynaklanmış.  Havalimanları kaynaklı gecikmelerdeki artış ise çok daha fazla; %51.4. Bu gecikmelerin nedenlerine gelince; yol-boyu hava sahası kapasite kısıtlamalarının etkisi %37, havalimanı kapasite kısıtlamalarının etkisi %26, yol-boyu hava koşullarının etkisi %14,4 ve yol-boyu hizmetlerindeki personel eksikliğinin (veya eğitim eksikliğinin) etkisi %8,2. Hava sahası kapasite kısıtlamasını biraz açmak gerekir ise bu an içinde hizmet verilemeyen uçuş/uçak trafiği anlamına geliyor. Yani bazı uçaklar ya daha geç kalkış yapmak zorunda kalıyor ya da kullandıkları hava koridorundaki sıkışıklık nedeniyle gecikme yaşıyorlar.
Gecikmeler bağlamında Türkiye olarak bizi en çok ilgilendiren havalimanı kapasite sorunu. 2015 Temmuz Ayında Avrupa’da en çok gecikmenin yaşandığı havalimanı İstanbul Sabiha Gökçen,  Atatürk Havalimanı da 7. sırada. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda tam 6.074 seferde gecikme yaşanmış. Atatürk Havalimanı’nda yaşanan gecikme sayısı ise 2.809. Bunlar çok yüksek rakamlar. Doğrudan havalimanı kapasitesi (pist, apron, taksi yolu, uçak park sahası yetersizlikleri) kaynaklı gecikmelerde bu iki havalimanımıza dikkat çekiliyor.
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki gecikme sorunu mevcut tek pistin yoğun talebi karşılayamaması ve de gecikme yapan uçakların diğer tüm seferlerde gecikmeye neden olması. Havalimanının öncelikle pist kabul kapasitesinin artırılması, ayrıca kesin çözüm olarak ikinci pistin bir an önce yapılarak hizmete verilmesi gerekiyor. Aksi halde, başta Pegasus olmak üzere pek çok havayolu şirketinin uçuşlarında kaçınılmaz gecikmeler yaşanmaya devam edecek, bu da önemli bir imaj kaybı getirir.
İstanbul Atatürk Havalimanı da benzer durumda. Havalimanının kapasite sınırlarına dayandığını ve yeni seferlere hizmet veremeyecek durumda olduğunu bir çok kez yazmıştım. Yeni iniş-kalkış uygulamaları ile havalimanının kabul kapasitesi sürekli arttırıldı, ancak bunun da bir sonu var. Mevcut pistlerle buraya kadar. Buna bir de uçak park sahası sayısındaki yetersizlik eklenince uçak iniş-kalkışlarında gecikmeler yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bir aksama olduğunda ise zincirleme gecikmeler başlıyor. Bu da yurt dışı seferlerinin tamama yakınını bu havalimanımızdan yapmakta olan THY için çok büyük bir sorun.
Temmuz 2015’te Antalya Havalimanı da 992 gecikme ile önemli sayıda gecikmeye sahne olmuş. Gecikmelerin bir kısmı operasyonel sorunlardan kaynaklanmış.
Yol-boyunda hava trafik kontrol (ACC) sahası olarak en çok gecikme Brest (Londra’nın doğusu) ve Maastricht (Belçika, Lüksemburg, Hollanda ve Almanya’nın kuzey batısına hizmet verilen, Avrupa uçuş trafiğinin en yoğun olduğu saha) ACC’lerde yaşanmış.Ankara ACC’de listede ilk 20 içinde 15. sırada. Temmuz 2015’de 818 gecikme gerçekleşmiş.
Uçak iniş-kalkışlarında gecikme demek havayolu şirketleri açısından imaj ve para kaybı,  biz yolcular açısından ise bekleme eziyeti demek. Bekleme süresi uzadıkça havalimanına gelen diğer saatlerde uçuşları olan  yolcular nedeniyle kalabalıklaşma demek. Kalabalıklaşma da stres ve sıkıntı yaşamak demek. Bağlantılı seferlerini kaçırma riskinin artması demek.
İstanbul havalimanlarımızdaki gecikmeler maalesef bir süre daha devam edecek. Yeni havalimanı yapılana kadar Atatürk Havalimanı’ndaki gecikmelere hazırlıklı olun. İkinci pisti yapılana kadar da Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bu sıkıntıyı yaşamaya devam edeceğiz. Bu saatten sonra kimseyi suçlamanın anlamı yok. Yapılmakta olanlar gecikmeden, hızla tamamlansın, yeter.
Yıldırım Saldıraner / yenialanya.com
Share.

Comments are closed.

Exit mobile version