Değerli Okurlar,

Bu yazımda sizinle havacılığın detaylarına, bilinmeyenlerine doğru, biraz kültürel biraz da merakınızı gidermeye yönelik bir paylaşımda bulunmak niyetindeyim. Elimden geldiğince akılda kalan ve yanlış bilinen bazı konulara değineceğim.

Havacılık, uçsuz bucaksız bilgiyi, görevi ve mesleği içinde barındıran bir sektör. Kimisinin havacılık sevgisi anne karnında, kimisinin ise ilk uçuşundan sonra ya da benzeri sebepler ile başlar. Herkesin gözlemlerine göre farklı doğrular, perspektifler ortaya çıkar. O öznel doğrular zamanla çevresindekilere yayılır ve olumsuz olarak bilinçaltlarına işlenir. Havacılığa dair bildiğimiz birçok şey bu doğrultuda aklımızda kalanlardır.

Mesela uçakların arkasından çıkan beyaz bulutsu görüntüyü kimisi uçaktan çıkan gaz, kimisi de uçaktan çıkan egzoz buharının, havada bulunan su buharıyla yoğuşup buza dönüşerek bu izleri oluşturduğunu düşünür. Bu gördüğümüz izler aslında kristal parçalardır ve muazzam bir görüntü oluştururlar. Bu arada kısa zaman önce duymuş olduğum bir olaya biraz şaşırmıştım. Bazı insanlara göre uçakların arkasından çıkan bu beyaz duman meteorolojik ölçümler yapıyor ya da etrafa zehir saçıyormuş. Merak etmeyen bir insana göre ham bir bilgi ve yukarıda da bahsetmiş olduğum gibi bilinçaltlarına zamanla girmiş yanlış bilgilerdir.

Havacılık konularında araştırmalar yapmak isteyen, literatüre yeni fikirler katmak isteyen yeteneklere, günümüzde çok ihtiyaç var. Yetenek doğuştan gelen bir yeterlilik değildir, zamanla araştırarak, yazarak bu olguyu üst seviyelere çıkarmak pekâlâ mümkündür. Bu konuda Konfüçyus’tan güzel bir alıntı yapma gereği duyuyorum. “Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Öğretmeyi seviyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.”

Gökyüzünde ve havacılıkta bu ve bunlara benzer çok şey ile karşılaşmak mümkün. Birazcık gökyüzüne doğru irtifa kazanırsak, mesela tattığımız lezzetlere değinelim. Size de sefer esnasında denediğiniz yiyecek ve içecekler çok daha lezzetli geliyordur elbette. Evet, uçakta havayolunun bize ikram ettiği yiyecek ve içecekler, damağımıza uçuş esnasında çok daha lezzetli ve güzel gelir, bunun sebebine dilerseniz hep birlikte bakalım. Uçak irtifa kazandıkça basınç azalır, azalan basınç ise yiyecek ve içeceklerin içerisindeki şekerin çözülmesine ve daha fazla ortaya çıkmasını yol açar. Özellikle diyabet rahatsızlığı olanların uzun uçak yolculuklarında çok daha dikkatli olmaları önem arz etmektedir. Genelde servis edilen yemekler, havayolunun ait olduğu ülkeye özgü yemeklerdir.

Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet sırasında , “bugün canım THY uçak yemeği çekerek uyandım. Resmen burnumda kokusu, ağzımda bıraktığı tadıyla uyandım hem de.” deyişi şu an kulaklarımda. Yukarıda değindiğim gibi gerçekten, ağızda enfes tatlar bırakır. Servis edilen ikramlar havayolunun kalitesini göstermeyi amaçlasa da, yolcular üzerinde birkaç etkileri mevcuttur. Bunlardan ilki fizyolojik etkidir, uçakta hem göze hem de damağa hitap eden yiyecek ve içecekler ikram edilerek, zevk alınabilecek bir yolculuk yapılması sağlanır. Sonuçta yolcular fiziksel olarak rahatlarlar.

İkincisi ise psikolojik etkidir. Uçakla sık sık seyahat eden yolcuların bazılarında dahi uçak fobisi mevcuttur. Bu tür yolcular anlık durumlarına bağlı olarak heyecanlanırlar. İşte burada devreye ikram olayı girer. Stres ve tedirginlik yaşayan yolcunun dikkati farklı bir yöne çekilir ve o an psikolojik olarak rahatlarlar.

Peki, havayollarının servis ettiği bu ikramlar neye göre planlanıyor? Havayollarına hizmet veren ikram şirketleri vardır. Bu ikram şirketlerinde de uçakların gideceği hattaki yolcu profilini, uçuş mesafesini ve süresini, hatta uçak tipini takip edip menü hizmeti planlayan sorumlular mevcuttur. Yapılacak her paketleme onların kontrolünde gerçekleşir. Söz konusu menüler uçağa yüklenirken en önemli nokta uçağın tipidir.

Uçaklarda galley adını verdiğimiz, hazırlanan menülerin muhafaza edilip servise hazırlanmasını sağlayan alanlar mevcuttur (Mutfak). Dar gövdeli uçaklarda bu alan, geniş gövdeli uçaklara göre çok daha kısıtlıdır. Aynı türden ikramları her uçakta servis etme olanağı olmaz. Genellikle geniş gövdeli uçaklarda ve ER seferde bulunacak dar gövdeli uçuşlarda uçan şefler bulunur. Uçan şefler, yolcuya uçuş esnasında söz konusu menüleri hazırlama ve servis etme görevi ile meşguldürler. Uçaklara bu menüler rastgele yüklenmez, örneğin seferden önce bir yolcu fındığa ya da herhangi bir besine karşı alerjisi olduğunu belirtirse, o uçağa o malzemenin yüklenmemesine özellikle dikkat edilir ve uçuş güvenliğini tehlikeye sokacak bu tarz hassas konulara itina gösterilir.

Yazmış olduğum makale Aeroportist de ilk makalemdir. Fırsat buldukça aranızda bulunmaya, yapmış olduğum araştırmalarımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Her türlü görüş ve önerileriniz için bana ulaşabilirsiniz. Sağlıcakla kalın…

 

Emre SANISOGLU

emresanisoglu@gmail.com

 

 

Share.

İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunu. 15 Yıl Havacılık sektöründe çalıştı. Uçakları,yolcuları ve yolculukları çok sever. Farklı insanlar tanımak,tanımadığı şehirlerin sokaklarında dolaşmak en hoşlandığı şeydir. Bir kız çocuğu annesidir. Sitemizin Yazı İşleri Müdürüdür

Comments are closed.

Exit mobile version