Atatürk Havalimanı’nda önemli işlere imza atan Air Clinic, yeni havalimanıyla hem kapasitesini büyüttü hem de araçlarını daha özellikli hale getirdi. Genel müdür Bozkır, yeni yatırımlar sonrası iki farklı ülkeden teklif aldıklarını açıkladı.
Tamamlandığında 200 milyon yolcu kapasitesiyle İstanbul Havalimanı, dünyanın en büyüğü olmak adına çalışmalarını sürdürüyor. Toplumda farklı düşünceler olsa da nisan ayında başlayan taşınmanın nasıl gerçekleşeceği merak konusuydu. Belki de dünyanın en büyük ve hızlı taşınması olarak tarihe geçecek olan İstanbul Havalimanı’nda gözler sadece uçuş trafiğinde değil hizmet kalitesine de çevrilmişti. Bu konuda en hazırlıklı olan ise en fazla ihtiyaç duyulan konulardan biri olan yaşlı, hasta ve özel yardıma ihtiyaç duyulan yolcuların transferi oldu. Bu konuda Atatürk Havalimanı’nda önemli işlere imza atan Air Clinic, yeni havalimanıyla hem kapasitesini büyüttü hem de araçlarını daha özellikli hale getirdi.
Air Clinic’in başında bu operasyonu ise Genel Müdür unvanıyla Özlem Bozkır yürütüyor. 21 yıldır özellikle sağlık alanında birçok kuruluşta üst düzey görevlerde bulunan Bozkır, 4 yıl önce hizmete başlayan Air Clinic’in kuruluşundan bu yana kaptanlığını üstlenmiş durumda. 2015’te İstanbul ile birlikte farklı Ankara, Antalya, İzmir, Bodrum, Dalaman gibi kentlerde 7 havalimanında da çalışmaya başlayan şirket, THY’nin yer hizmetlerini yürüten TGS’ye bağlı olarak çalışıyor.
YOLCU SAYISI 2.5 KAT ARTTI
Yeni havalimanına taşınmadan önce Yeşilköy’de 40 bin yolcu transferini gerçekleştirdiklerini anlatan Bozkır, “Bu sayı taşınma ile birlikte 2.5 kat arttı ve 100 bine ulaştı. Uçakta bulunan yolcu sayısı gözetilmeksizin kaç kişi olursa olsun kapı açıldığında hizmete başlıyoruz. Eğer talep edilmese bile en az 1 çalışanımız kapıda bekliyor” diye konuşuyor.
Bazı coğrafyalarda örneğin ABD, Uzakdoğu Asya gibi bölgelerden uçak başına 25-30 kişi talepte bulunuyor. “Ancak asıl sorun bize bildirimlerde” diyor Bozkır. Bazen 6-7 kişilik talep jetlag, tansiyon gibi nedenlerle 25-30’a bile çıkabiliyor. 250 kişilik uçakta 65 yolcuya bile hizmet verilmiş; Bozkır’ın verdiği bilgilere göre.
“BATI’DAN TEKLİF ALIYORUZ”
Air Clinic’in kendine öz tasarıma sahip araçlarına vurgu yapan Bozkır, “Lastik boyutunu değiştirdik. Silikon lastiğe geçtik. Motor gücü düşüktü, yükselttik. Yeniden tasarladık. Bu hizmet ve filo nedeniyle şu anda iki farklı ülkeden teklif almış durumdayız” şeklinde konuşuyor.
Bozkır’ın sır gibi sakladığı iki ülkede yer alan iki havalimanı, dünyanın en büyükleri arasında ilk 5’e girecek şekilde.
Her iki havalimanı da küresel anlamda finansın en önemli noktalarına ev sahipliği yapıyor.
Her iki havalimanı da on milyonlarca kişiyi taşıyor.
Her iki havalimanı da dünyanın en gelişmiş, en güçlü, en modern, en fazla gelire sahip kentlerinde.
Ancak yine de hizmet kalitesi ve yaratıcılık doğudan; İstanbul’dan transfer ediliyor. Tıpkı, sağlığın diğer alanları gibi.
“İSTİHDAMI 250’DEN 600’E ÇIKARDIK”
Yeni havalimanına taşınmadan önce; yani 6 ay evvelinde Air Clinic’in oluşturduğu istihdam sayısı 250 idi. İstanbul Havalimanı’nda sadece şu anda 101 tane akülü, 250’ye yakın manüel sandalye var. 10 adet golf aracı var. “Havalimanı büyüyünce, alanı genişleyince bu rakamı 600’e çıkardık” diye anlatıyor Bozkır. Sadece ekipman ve araçlara 2 milyon doların üzerinde yatırım yaptıklarını dile getiren Bozkır, “Çalışanların eğitimlerine de önemli dokunuşlarımız oldu. Özellikle yabancı dilde büyük gelişme kaydeden personellerimiz var. Hatta bazı çalışanlarımız, “Kursa gitmeden ve para kazanarak İngilizce, Fransızca öğreniyoruz” diyebiliyor. Neredeyse 10 çalışandan 8’i üniversite mezunu. Bozkır, “Belki de bu anlamda en yüksek şirketlerden biriyiz” diyor.
Kaynak:dunya.com